17 Ocak 2008 Perşembe

Yeni Bir Anayasaya Gereksinim Var mı?-3

Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ, Çukurova Üniversitesi,
Anayasa Zorluklardan Sonra Çıkmaktadır. Toplumsal sözleşmeler veya anayasalar insanın insanı anlamakta zorlandığı,insanın insanı ezdiği sıralarda ortaya çıkmaktadır. Sorunlara veyöneticilerin yanlış uygulamalarına itirazların yapıldığı dönemlerdeyeniden masaya oturmak zorunda kalınmaktadır. Yaşamın iyi gittiği, herkesinyaşamdan nasiplendiği dönemde ne anayasa akla gelir ne de diğer kollukkuvveti ihtiyacı. Aksi durumda gücü eline geçiren kişi kendi kurallarını kor ve diğerlerininbuna uyması istenir. Bugün bile birileri çıktı on bin kişi buldu, buralarınsahibi benim derse ne olacak? Veya bir başkası çıkıp ben tanrı adına yetkikullanmak istiyorum derse ne yapacağız? Dikkat edilirse halen tek kişiiktidarlarının olduğu toplumlarda halkın üzerinde anlaştığı birlikteoluşturdukları bir birlikte yaşama ilkeleri metni yoktur. Kralların,sultanların, padişahların ve modern diktatörlerin kendi belirlediklerikuralları vardır. Bütün mesele toplumun nasıl yönetileceği ve yetkikullanımının toplumda nasıl sağlanacağıdır. Özellikle laiklik ilkesi buanlamda daha büyük önem taşımaktadır. Herkesin kendi inanç ve retüallerinikendi dünyasında yaşamsı sonuna kadar korunmalı. Ancak topluma doğru veolağan kuralarmış gibi de dayatmamsı için toplumsal mutabakatlasınırlandırması konusunda fikir birliği olmalıdır. Anaysa Metni Bir Uygarlık BelgesidirToplumsal sözleşme geçmişten günümüze kadarki bütün sistemlerin temelfelsefesini oluşturuyor. Toplumsal sözleşmenin temelinde şu vardır; toplumülkenin zenginliklerinden nasıl yararlanacak, eğitim, öğretim, sağlık gibikaynaklardan ne oranda yararlanacak, ülkenin yer altı ve yerüstüzenginlikleri kimin ve bu kaynakların dağıtımında ölçüt ne olacaktır.

Hiç yorum yok: