12 Şubat 2008 Salı

BAŞ ÖRTÜSÜ HAKKINDA "KUR'AN MEÂLİ"

Mustafa SAĞ [Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi]
SAYFA 372 : Nur Suresi 30 ve 31nci Ayetler
30."Ey Muhammed! Erdemli erkeklere söyle, kadınlarla bir aradayken, gözleriyle kadınları rahatsız edecek şekilde davranmasınlar/bakmasınlar ve kişiliklerini edeplerini korusunlar. Bu onlar için daha temiz bir davranıştır elbette Allah yaptıklarından haberdardır."
31."Ey Muhammed! Erdemli kadınlara da söyle, erkeklerle bir aradayken gözleriyle erkekleri rahatsız edecek şekilde davranmasınlar/bakmasınlar, kişiliklerini edeplerini korusunlar ve doğal olması gereken yerler dışında, göğüslerinin üzerini örtüleriyle kapatsınlar. Ziynetlerini[göğüslerini] göstermesinler/Başkalarını cinsel tacize yol açacak ve tahrik edecek davranışlardan sakınsınlar. Ancak kocaları,babaları kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, diğer kadınlar, cinsel iktidara sahip olmayan erkek hizmetçiler, kadın hizmetçiler ve kadınların cinsel yerlerini henüz anlamayan çocukların yanlarında, istedikleri gibi giyinip davranmalarında bir sakınca yoktur. bunların dışındakilerin yanında, cinsel tacize yol açacak, tahrik edici yerlerini açıp dikkat çekici davranışlarda bulunmasınlar/ ayaklarını yere vurmasınlar. Ey inananlar, erkek-kadın hepiniz Allah'a yöneliniz ki, mutlu olabilesiniz."
Mustafa Sağ'ın Bu ayetlerle ilgili olarak kitabının 373 ncü sayfasında yer alan açıklayıcı 417
no.lu dip notu :
24:31 Bu surenin 11nci ayetinde açıklanan, Peygamberimizin eşine iğrenç iftira yapan çetenin uzantılarının uydurdukları, çelişkili rivayetlerden hareketle, kur'an öncesi cahiliye Arap toplumunun kadına bakış açısını, Kur'andaki örtünme ile ilgili ayetlere de yansıtmışlar ve o bakış açısı doğrultusunda ve erkekler lehine yorumlamışlardır. Kur'an'ın mantığı ve bu surenin bütünlüğü içinde baktığımızda, kadınlarla erkeklerin toplum yaşamında yan yana olmak zorunda olduklarını, böyle bir çalışma ortamında,birbirlerine karşı davranışlarında olsun, giyimlerinde olsun ölçülü olmaları, dostane olmaları, aşırıya kaçmamaları öğütleniyor .Zaten, aile ve akrabalar arasında bir kısıtlamanın olmayıp, özgürce hareket edebileceklerini aynı ayetin devamı açıklıyor. Kaldıki Kur'an ayetinde "baş örtüsü" diye bir kelime geçmemektedir.
Buna rağmen, tüm Kur'an tefsirlerinde ve çevirilerinde Kur'an ayeti "baş örtüsü" olara çevrilmiştir. Halbuki ayette geçen "HIMAR" kelimesi "baş örtmek" anlamına değil sadece"örtmek" anlamına gelmektedir. Eğer herhangi bir şey örtülecek ise, o şeyin vurgulanması gerekir. Örneğin masa örtüsü derken, örtmek kelimesinin yanına masa kelimesinin gelmesi gibi, baş örtüsü dendiği zaman da "örtmek" "hımar" kelimesinin yanına "baş" "re's" kelimesinin "hımarü-re's" şeklinde gelmesi gerekir.
Ayetteki "hımar" "örtü" kelimesinin yanında geçen ve vurgulayan kelime "cuyub" kelimesidir ki "yaka" veya "göğüs" anlamına gelir. Çünkü, aynı kelime "cuyub" bir başka ayette (28/32) Hz. Musa'nın "güğsüne/koynuna elini soktuğu" şeklinde geçer.
Yani "cuyub" kelimesi, "hımar" örtmek kelimesi ile kullanıldığı zaman,"bihumûrihinne ala cuyubihinne" başını örtmek değil,"göğsünün üzerini örtmek" anlamına gelmektedir.Geleneksel tüm yorumcular, Kur'an ayetini bilimsel bir bakışla değil de,birbirlerini taklit edip, "Baş örtülerini yakalarının üzerine kadar örtsünler" diyerek, "felyedribne" fiillini de "örtsünler" diye tercüme etmişlerdir. Bu geleneksel yorumcular "DaReBe" kökünden gelen bu kelimeyi burada " Baş örtülerini .... örtsünler" derken bir başka yerde aynı "DaRaBe" kelimesini "Kadınları DÖVÜN" (Bak.4/34) diye çevirmişlerdir.
Özetle, Kur'an'ın orijinal ayeti tüm açıklığı ile ortadayken, elverişli bir siyasal kullanım malzemesi olarak, sürekli gündemde tutulan baş örtüsü dayatmaları Kur'an'ın emirlerinden değil, kişisel görüşlerin dinselleştirilmesinden kaynaklanmaktadır

Hiç yorum yok: